Kullanım konforunun yanı sıra ergonomi ve sağlık açısından rahat bir klavye fare setinin büyük önemi bulunuyor. Yazı yazarken masanın üzerinde ileriye doğru kayan, tuş gürültüsüyle çevredeki kişilerin dikkatini çeken ve işlevsel görünmesine karşın aslında kullanıcılara “görüntü” dışında hiçbir şey sunmayan ürünlere şu sıralar piyasada oldukça sık rastlanıyor. “En ucuzu olsun” veya “altı üstü klavye fare seti” diye düşünen birçok kullanıcı, yaptığı hatanın farkına ürünleri kullanmaya başladıktan bir süre sonra varıyor.
Klavye fare seti seçimi uzaktan çok önemli gibi görünmese de sağlık konusu ele alınması gereken konular arasında başı çekiyor. Çünkü belki de bilgisayarınızda en çok kullanacağınız bileşenler onlar. Size rahatlık sunarken bileklerinizi ve parmaklarınızı ağrıtmamalı, elbette ihtiyaçlarınıza da tam olarak cevap verebilmeli.
Bilgisayar başında günde birkaç saat geçiriyorsanız bir klavye fare setinin önemi sizin için pek fazla olmayabilir, ancak birçok kişi gibi mesainizin büyük çoğunluğu bilgisayar başında geçiyorsa veya akşam eve gittikten sonra uykunuz gelene kadar kendinizi bilgisayar başından alıkoyamıyorsanız rahatlığınızı ve sağlığınızı düşünmek zorundasınız. Piyasada bu konu üzerine ciddi şekilde eğilen üreticiler var. Elbette fiyatlar da yapılan ar-ge çalışmalarının maliyetleri nedeniyle ve biraz da seçilen malzemenin kaliteli olması gerektiğinden yüksek oluyor. Fiyat/performans dengesini başarılı bir şekilde kuran ürünler de yok değil.
Konfor ve işlevsellik önemli
Günümüzde artık kablosuz ürünlerin sözü geçiyor. Firmaların ürün yelpazelerinde de kablosuz modeller ağırlıkta. Zaten sıkı oyuncular dışında kablolu modeller için direten kullanıcı da pek kalmadı. Satın alırken öncelikle bir noktaya dikkat etmenizde fayda var: Ürün kutularında ağırlıklı olarak klavyenin resmi tercih ediliyor. Kendinize göre bir model seçip eve geldiğinizde birlikte gelen fareden memnun kalmama gibi bir durum söz konusu olabilir.
Bu gibi istenmeyen durumlara mahal vermemek için satın alacağınız setin mutlaka faresini de yakından inceleyin. Kutu üzerindeki bilgileri incelemek yerine şansınız varsa kutuyu açarak ürünleri kısa süreli kullanın. Farenin elinize rahat şekilde oturup oturmadığını kontrol edin ve klavye ile en azından adınızın ve soyadınızın ne derece rahat yazıldığını deneyin. Unutmayın ki rahatlık ve ideallik göreceli kavramlar. A kişisi için ideal olan bir sette B kişisi rahat etmeyebilir, hiç kimsenin tavsiye etmediği bir ürün sizin vazgeçilmeziniz olabilir. Dolayısıyla en doğrusu ürünleri deneyerek karar vermek. Bunun için teknoloji marketlerindeki stant görevlilerinden yardım isteme şansınız çoğu zaman var. Klavyeye kapılıp fareyi incelemeyi unutmamanızı tavsiye deriz.
Kablosu iletişim teknolojileri
Daha öncesinde 2,4 GHz iletişim standardı ürünler için ayırt edici bir özellikti, fakat artık piyasaya bakıldığında 2,4 GHz iletişim özelliğinin artık birçok modelde standart olarak uygulandığını görmekteyiz. 27 MHz yerine 2,4 GHz standardını seçmek size kablolu klavyeler gibi akıcı ve kesintisiz bir iletişim kurma avantajı yaşatacaktır. Bilgisayarınızın dâhili Bluetooth alıcısı varsa Bluetooth destekli ürünleri alıcısız kullanılabilme avantajınız da söz konusu olabilir.
Nano alıcı olmalı mı?
Nano alıcı devrimsel bir özellik ve bir taşınabilir bilgisayar faresinden bahsediyorsak bu özelliğin artık “olmazsa olmaz” olduğunu söyleyebiliriz. Piyasadaki ürünlere baktığımızda artık birçoğunda nano alıcı bulunduğunu görüyoruz. Kutu üzerindeki fotoğraflardan da alıcı tipini görebilirsiniz. Aslına bakarsanız bu durum satın almada son kararı verdiren bir kriter olmamalı. Nano alıcıya daha çok taşınabilir bilgisayarlarda ihtiyaç duyuluyor. Masaüstü bilgisayarlarda büyük bir avantaj sağlamıyor.
