Küçük bir erkek çocuğunu düşünün. “Anne ben sokağa çıkıp arkadaşlarla biraz dövüşebilir miyim?” dese direkt “Ay bu çocuk niye böyle oldu?” diye bir anne hayıflanması gelir ama Uzak Doğu sporları kursuna yazılmak istese, gösteri günü en ön sırayı kapmak için 3 saat erkenden gider aynı anne. Böyledir işte Uzak Doğu sporları, hem kendini koruma hem de sağlık amacıyla 7’den 70’e tüm toplum tarafından da kabul görür. Neden? Çünkü bir felsefesi var: Kendini savunma. Gidip köşelerde adam sıkıştırmak için öğrenilmez. Kadınların da son zamanlarda neden merak duydukları da açıklanmış oluyor böylece.
İşte en fiyakalı 5 Uzak Doğu sporu:
Kung-Fu
Savunma sanatlarının en eskisidir. Savaş sanatlarının genel ismidir aslında. Bir yaşam biçimi, kendini tanıma, kendinle beraber tüm canlıları sevme gibi felsefi düşüncelere sahip Shaolin Kung-Fu öğretisinden doğmuştur. Lokasyon elbette böyle şeylerin vatanı olan Çin.
Eskrim
Battal Gazi’yi benimsemiş bir millet olarak kılıçla yapılan bir Uzak Doğu sporu olan eskrime sempati duymamamız beklenemez. Flöre, epe ve kılıç (sabr) adlı üç farklı türde silahla yapılır. 1896 yılından beri Olimpiyat Oyunları’nda yer alan bir spor dalı olan eskrimin temelleri Ortaçağ’da yapılan kılıç düellolarına dayanıyor. Artık adam öldürmek yok öyle tabii, işi spora dökmüşler, iyi fikir, doyurucu bir tatmin.
Aikido
Aikido’nun Japonca karşılığı “Modern Japon savaş sanatı”dır. Japonya’da yeşeren her düşünce gibi sadece savunma amaçlı değil, ruhsal gelişime de katkı sağlamak amacıyla jo, bokken ve tanto adında üç tür silahla yapılır. Aikido öğrenirken zamanlama kavramıyla tanışır, refleksleri güçlü atik bir hayvan gibi duruma en uygun reaksiyonu en doğru zamanda gösterme yetisini de kazanırsınız.
Taekvando
Uzak Doğu sporu denildiğinde akla ilk gelendir. “Hangi renk kuşağa geçince ne oluyordu?” sorularıyla muhatap olur yapanlar genelde. Kore kökenli bu spor, “Ayak Sistemi” ve “Yumruk Metodu” olmak üzere iki sisteme sahiptir. O yüzden eller ve ayaklar çıplak, kaymasınlar diye değil.
Judo
Japon modern dövüş sanatlarının ilk örneği olan Judo’nun kelime anlamını şöyle açıklayalım: Jū: Kibar, nazik; Dō: yol, öğreti: Nezaket yolu. Böyle de kibar bu Japonlar, dövüşseler bile.
